YÖNETMENİN NOTLARI
Şiirleri dünya edebiyatında büyük ilgi uyandıran; çağdaşları Aragon, Sartre, Picasso, Tristan Tzara, Neruda gibi pek çok sanatçı tarafından yaşamı yakından izlenen şair Nâzım Hikmet; düşüncelerinden dolayı cezalandırılan aydınlar arasında farklı bir konuma sahiptir. Onun yaşama bağlılığı, inadı ve direnci Türk edebiyatında çığır açan şiirler yaratmış; yazdığı ölümsüz destanlar sesinin ve inancının güçlenmesini sağlamıştır. Birçok önemli sanatçı gibi komünist dünya görüşünü benimsemiş ve ölünceye kadar kendi idealleri uğrunda mücadeleyi ilke edinmiştir.
Böylesi güçlü bir sesi susturmayı hedefleyen devlet kurumları; onu düşünceleri yüzünden 28 yıl hapis cezasına çarptırdılar.
On iki yıl sonra; Fransa’da ve Amerika’da onu zindandan kurtarmayı amaçlayan aydınlar hareketinin baskısı ve Türkiye’de çok partili rejime geçişteki yeni ortamın etkisiyle özgürlüğüne kavuştuğunu sanan şair, her fırsatta ölümle burun buruna getirildi. Elli yaşında askerlik yaptırılmaya zorlandığında; karısını, oğlunu ve ülkesini dönmemek üzere geride bıraktı. Moskova’da 61 yaşında öldüğünde unutulmayacak memleket ve hasret dizeleri ardından haykırıyordu.
Yirminci yüzyılda sanat dehaları arasında sayılan ve ününü hiç yitirmeyen Nâzım Hikmet için 2002’de UNESCO tarafından dünyada 100. doğum yılı kutlandı. Kendi ülkesinde de, -adının bile yasak olduğu dönemlerin tersine- belgeselden tiyatroya, geniş bir yelpazede anıldı. Sanatçı kişiliği gençlere tanıtılmaya çalışıldı ama vasiyeti yerine getirilemedi. Bir çınar ağacının altına gömülemedi. Vatan haini damgası devletin kayıtlarından silinmedi. Onun trajik yaşamını beyazperdeye yansıtarak yapılan ayıplarla yüzleşiyoruz bir bakıma…
Şairi sinemadan selamlarken; yaşamının on beş yılını mercek altına aldığımız filmde hem dramatik, hem de şiirsel bir atmosfer kurmayı hedefledik. 2.Dünya Savaşı’nın karanlık döneminde komünist, hümanist ve romantik bir aydın sembolünü çerçeveledik. Hem de aşkları, tutkuları ve korkuları ile...
Destanlarındaki sıradan insanların kahramanlık öyküleri gibi, filmdeki karakterlere de aynı mantıkla yaklaştık. Çevresindekileri, yaşamına giren ve etkileyen kişilerden oluşturduk. Bu seçim dramatik aksiyonun yapısıyla orantılı olarak geliştirildi. Özellikle hapis yıllarında eğitimden geçirdiği, yönlendirdiği insanlar arasındaki çeşitlilik ise renkli kişiliğinin göstergesiydi. Hiçbir baskı karşısında yılmayan, boyun eğmeyen, sevdadan sevdaya koşmaktan yorulmayan, memleketini sevmekten bıkmayan bir aydın portresi çizmenin sorumluluğunu taşıyorduk. Galiba bir cümlede onu en iyi Pablo Neruda anlatmıştı : “Nâzım Hikmet cesaret ve duygusallığın bedenselleşmesidir.”
BİKET İLHAN
Etiketler: biket ilhan, mavi gözlü dev film müzikleri, mavi gözlü dev filmi resimleri, nazım hikmet, yetkin dikinciler
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa